Sovyet devrimi sırasında, Rusya'da yaşayan bir aktör büyük bir rol üstlenir. Devrimi hazırlayan tarihi bir liderin hayatını canlandıracaktır. Bunu başarmak için, o kişinin tüm hayatını "tıpkı kendi hayatıymış" gibi yaşamayı deneyecektir...
Çek Sineması Tarihi ve 10 Çek Filmi
Çek toprakları Avrupa’nın, Batı’nın ve modernitenin oluşturduğu tüm çatışmaları tecrübe etmiştir. 17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa’nın dinsel çatışmalarının mücadele alanıydı. 19. yüzyılda çatışan milliyetçiliklerin yer aldığı bir sahneydi. 20. yüzyılda ise Avrupa’nın en doğulu demokrasisinin beşiği (1918-1938) ve komünizmin en batılı ileri karakol mevkii (1948-1989) olmuştur. Nazi işgali, soykırım, savaş sonrası üç milyon Alman’ın etnik olarak yeniden tanımlanmış bir devletin sınırları ötesine ‘nakli’, Stalinizm, ‘insani bir sosyalizm’, ‘olağanlaşma’, ‘muhalefet’ ve bu olayların gölgesinde gelişen, bazen sansürlenen Çek Sineması.
3 hafta Önce 17
Mutlaka İzlenmesi Gereken 5 Kenji Mizoguchi Filmi
Kenji Mizoguchi’nin sinemasıyla, onun film yaptığı 1920’lerden 1950’lerin sonuna kadarlık dönemdeki Japon sineması arasında paralellikler kurulabilir. Özellikle sessiz ve erken dönem filmlerinde Japon gelenekler sanatlarından ve geleneklerinden etkilenen bir sinemacılardan biridir Mizoguchi’de. Fakat II. Dünya Savaşı’nın ardından Japonya’da yaşanan “özgürleşme” hareketi, ülkenin yönetmenleri de Batı ile buluşmaya, filmlerini yurt dışı festivallerinde göstermeye başlamıştır. Bu konuda kapıyı, Rashomon ile Venedik’te Altın Aslan Akira Kurosawa’nın açtığı söylenebilirse de Mizoguchi Japonya’da bir sinema dilinin ve mirasının oluşmasında çok önemli bir rol oynamıştır. Öyle ki Kurosawa onun, Japon yönetmenler içinde en çok hayranlık duyduğu yönetmen olduğunu ifade eder.
1 ay Önce 42
İran Yeni Dalga Sineması ve Majid Majidi’nin “Cennetin Çocukları” Filmi
Sinema da diğer sanat disiplinleri gibi çağının ruhunu yansıtan öyküler anlatır. Modern dönem aygıtı olarak içinde
bulunduğu toplumun değerlerinden etkilenen sinema politik, ekonomik ve kültürel değişimlerden bağımsız değildir. Her
ülke sineması kendi kültüründen beslenerek ürettiği filmler ile bir tür toplumsal ayna görevi görür. Seyirci izlediği her
filmde o ülkenin sosyal ve kültürel yapısına da tanıklık eder. Sinema ticari yapısının yanı sıra aynı zamanda hem bir
kültür oluşturucu hem de bir kültür aktarıcıdır. Kültür aktarıcısı olarak sinema oldukça güçlüdür ve aynı zamanda ülkelerin
görsel hafızasını oluşturur. İran sineması da var olduğu toplumun değerlerinden yola çıkarak ticari ürünlerin yanı sıra
Dünya’da kabul görmüş önemli sanatsal eserler vermiştir. İran sineması devrimden önce ticari ve aynı zamanda Yeni
Dalga akımının ilk dönemini yaşamış devrimden sonra ise bu akımın en verimli dönemine tanıklık etmiştir. Yönetmenlerin
kişisel dünyalarını görselleştirerek aktardıkları sinemasal ürünler aynı zamanda yaşadıkları toplumun yansımasıdır. Majid
Majidi’de İran toplumunda yetişmiş ve İran Yeni Dalga sinemasının son kuşak temsilcileri arasındadır. Kendi
coğrafyasında ülkesinin kültürel ve sosyal değerlerinden etkilenerek filmler üreten Majidi’nin anlatı dilindeki çok
katmanlılık İran sanatlarındaki zenginlikten kaynaklanmaktadır. İslami görüşten yola çıkarak yaptığı filmleri genel insani
değerlere vurgu yapmaktadır. Sinemada gerçekçilik yaklaşımını benimseyen Majidi cennetin çocukları filmi ile oldukça
doğal ve yalın bir anlatım diliyle çocuk masumiyeti üzerinden insan doğasını yansıtan bir anlatı sunmuştur. Çocuk bakış
açısıyla aktardığı ahlak ve erdem gibi unsurları işlediği ‘Cennetin Çocukları’ filmi dış gerçekliği olduğu gibi aktaran sade
bir anlatı diline sahiptir. Filmde kamera kullanımının yanı sıra aydınlatma ve mekan unsuru da gözün algıladığı biçimde
aktarılmıştır.
1 ay Önce 20
BİR POLİTİK SİNEMA ÖRNEĞİ OLARAK KEN LOACH SİNEMASI : “RİFF -RAFF” (AYAKTAKIMI) VE “I, DANİEL BLAKE” (BEN, DANİEL BLAKE) FİLMLERİNDE İŞÇİ SINIFININ SUNUMU
Sanat ve politika arasındaki ilişki her zaman tartışılan bir konu olmuştur. Sinemanın da görsel ve işitsel imkanları sayesinde politikayla olan ilişkisi göz ardı edilemez. Proletaryanın tarih sahnesine çıkışıyla birlikte grevler, lokavtlar ve sendikalar da perdeye yansımaya başlamıştır. Bu tezde “Politik Sinema Örneği Olarak Ken Loach sineması ve iki filmi olan “Riff- Raff” (Ayaktakımı) ve “I, Daniel Blake” (Ben, Daniel Blake)” filmlerinde İşçi Sınıfının sunumları incelenmiştir.
1 ay Önce 31
Gezi hukuksuzluğu Cannes’da: Emin Alper’den Çiğdem Mater’e selam
Son filmi Kurak Günler’in Cannes Film Festivali’ndeki gösteriminin ardından konuşan yönetmen Emin Alper, filmin yapımcılarından olan ve Gezi davasında 18 yıl hapse mahkum edilen Çiğdem Mater’den söz ederek, “Şu an bizimle değil, çünkü kendisi komik bir dava sonucu hapse atıldı. Bizimle olmasa da aklımız ve kalbimiz onun yanında” dedi. Alper’in konuşması, salondan büyük alkış aldı.