10.0
Toplamda 1 oy verildi.
Adblock Tespit Edildi! Adblock ile bu partı izleyemezsiniz. Lütfen reklam engelleyici eklentinizi devre dışı bırakınız ve sayfayı yenileyiniz!
Ah Güzel İstanbul
İMDb Puanı 8,0

Ah Güzel İstanbul

İstanbullu bir adamın taşralı bir genç kadına aşkı konu edilir. Haşmet, iflas etmiş saraylı bir ailenin son temsilcisidir. Elden çıkardıkları yalının bahçesinde bir kulübede yaşayıp seyyar fotoğrafçılık yaparak geçimini sağlamaktadır. Bir gün artist olma hayaliyle İstanbul’a gelen Ayşe’yle tanışır. Haşmet, Ayşe’ye âşık olur. Genç kadının kötü yola düşmesinden korkarak ona yardım etmeye karar verir
  Tür: Dram , Komedi , Romantik
  1. Holy Motors: Ey Seyirci, Uyan!
      9 ay Önce   98
    Holy Motors: Ey Seyirci, Uyan! İşte benim zaviyemden, işte size, bu şehir, şehirler, metropoller ve medeniyet cangılı” diyerek söz alıyor Leos Carax. On bir yıl, bir hikâye anlatıcısının susması için kâfi bir zaman dilimi. On bir yıldan sonra, yeniden ‘anlatmaya’ başladığı noktada, bizatihi kendini malzeme yapmasına şaşırmalı. Yıllardan “muğlak”, uyanan Mösyö Carax’ı görüyoruz en evvelâ, onunla beraber hareket eden, merakını yitirmemiş köpeklerle ve çocuklarla. Kendi etinden bir anahtarla ve uyuyan bir salon dolusu seyircinin arasına kapı açılıyor: Leos’un masalına hoş geldiniz ! Kanımca bu tümcenin tamamı, havsalalarımızda, “Ey seyirci, uyan ve hoş geldin!” şeklinde güncel hâlini almalıdır.
    Kırılgan Gerçeklik: Blow-Up Filminde Göstergeler ve Gerçeklik Bağı
      11 ay Önce   128
    Kırılgan Gerçeklik: Blow-Up Filminde Göstergeler ve Gerçeklik Bağı I. Giriş İnsanoğlu karşılaştığı şifre ya da kodları çözerek yaşadığı gerçekliğe dair bir anlam oluşturabilir. Güngör (2011: 179), yaşama ait tüm gerçekliğin bu kodların bünyesinde yer aldığına vurgu yapar. Bu anlayış, kodlar ve anlamlarının insanlar için ne kadar önemli olduğunu göstermesi yönünden varoluşçuluğu destekler. Varoluşçuluğa göre yaşam, insanın başlangıçta hiç bilmediği; neden bu dünyada olduğunu anlamlandıramadığı bir ortamda kendisini bulmasıdır; fakat buna rağmen insanlar her zaman bir anlam bulma ve gerçeğe ulaşma arzusuyla donatılmıştır (Savaş, 2003: 33).
    İran Yeni Dalga Sineması ve Majid Majidi’nin “Cennetin Çocukları” Filmi
      1 sene Önce   237
    İran Yeni Dalga Sineması ve Majid Majidi’nin “Cennetin Çocukları” Filmi Sinema da diğer sanat disiplinleri gibi çağının ruhunu yansıtan öyküler anlatır. Modern dönem aygıtı olarak içinde bulunduğu toplumun değerlerinden etkilenen sinema politik, ekonomik ve kültürel değişimlerden bağımsız değildir. Her ülke sineması kendi kültüründen beslenerek ürettiği filmler ile bir tür toplumsal ayna görevi görür. Seyirci izlediği her filmde o ülkenin sosyal ve kültürel yapısına da tanıklık eder. Sinema ticari yapısının yanı sıra aynı zamanda hem bir kültür oluşturucu hem de bir kültür aktarıcıdır. Kültür aktarıcısı olarak sinema oldukça güçlüdür ve aynı zamanda ülkelerin görsel hafızasını oluşturur. İran sineması da var olduğu toplumun değerlerinden yola çıkarak ticari ürünlerin yanı sıra Dünya’da kabul görmüş önemli sanatsal eserler vermiştir. İran sineması devrimden önce ticari ve aynı zamanda Yeni Dalga akımının ilk dönemini yaşamış devrimden sonra ise bu akımın en verimli dönemine tanıklık etmiştir. Yönetmenlerin kişisel dünyalarını görselleştirerek aktardıkları sinemasal ürünler aynı zamanda yaşadıkları toplumun yansımasıdır. Majid Majidi’de İran toplumunda yetişmiş ve İran Yeni Dalga sinemasının son kuşak temsilcileri arasındadır. Kendi coğrafyasında ülkesinin kültürel ve sosyal değerlerinden etkilenerek filmler üreten Majidi’nin anlatı dilindeki çok katmanlılık İran sanatlarındaki zenginlikten kaynaklanmaktadır. İslami görüşten yola çıkarak yaptığı filmleri genel insani değerlere vurgu yapmaktadır. Sinemada gerçekçilik yaklaşımını benimseyen Majidi cennetin çocukları filmi ile oldukça doğal ve yalın bir anlatım diliyle çocuk masumiyeti üzerinden insan doğasını yansıtan bir anlatı sunmuştur. Çocuk bakış açısıyla aktardığı ahlak ve erdem gibi unsurları işlediği ‘Cennetin Çocukları’ filmi dış gerçekliği olduğu gibi aktaran sade bir anlatı diline sahiptir. Filmde kamera kullanımının yanı sıra aydınlatma ve mekan unsuru da gözün algıladığı biçimde aktarılmıştır.
    BİR POLİTİK SİNEMA ÖRNEĞİ OLARAK KEN LOACH SİNEMASI : “RİFF -RAFF” (AYAKTAKIMI) VE “I, DANİEL BLAKE” (BEN, DANİEL BLAKE) FİLMLERİNDE İŞÇİ SINIFININ SUNUMU
      1 sene Önce   175
    BİR POLİTİK SİNEMA ÖRNEĞİ OLARAK KEN LOACH SİNEMASI : “RİFF -RAFF” (AYAKTAKIMI) VE “I, DANİEL BLAKE” (BEN, DANİEL BLAKE) FİLMLERİNDE İŞÇİ SINIFININ SUNUMU Sanat ve politika arasındaki ilişki her zaman tartışılan bir konu olmuştur. Sinemanın da görsel ve işitsel imkanları sayesinde politikayla olan ilişkisi göz ardı edilemez. Proletaryanın tarih sahnesine çıkışıyla birlikte grevler, lokavtlar ve sendikalar da perdeye yansımaya başlamıştır. Bu tezde “Politik Sinema Örneği Olarak Ken Loach sineması ve iki filmi olan “Riff- Raff” (Ayaktakımı) ve “I, Daniel Blake” (Ben, Daniel Blake)” filmlerinde İşçi Sınıfının sunumları incelenmiştir.
Yorum Alanı

6 + 4 =